BBP. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı
Büyük Birlik Partisi, "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü" dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Değerli Basın Mensupları,
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Ülkemize ve milletimize hizmet etmek için çıktığımız yolda, sesimizi duyurmamıza aracılık yapan ve bu anlamda çalışma arkadaşlarımız saydığımız siz değerli basın mensuplarının yeni yılını ve “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”nü kutluyorum.
Camia olarak çalışan gazeteciler günü geldiğinde bizim aklımıza hep gazeteci İsmail güneş gelir.
Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte helikopterin düşürülmesi nedeniyle şehit olan İsmail güneş.
Bizdiğiniz gibi hem bizleri hem tüm vatandaşlarımızı hüzne boğan acı olayı tüm türkiye gazeteci İsmail güneşin ağzından öğrendi.
İsmail güneş hayatının son saatlerinde dahi gazetecilik görevini yerine getirerek vefat etti.
Bu vesileyle hem Muhsin başkan ve arkadaşlarıyla birlikte vefat eden İsmail güneş başta olmak üzere görevi başında vefat eden tüm çalışan gazetecilere Allahtan rahmet yakınlarına ve sizlere de başsağlığı diliyorum.
Bu konuya girmişken;yeni bir gelişme oldu.
Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının cinayet davası altı farklı dosyada maraş adliyesinde 15 yıldır devam etmekte.
Bu altı farklı dosyadan birisi olan üst düzey kamu yöneticilerinin yani içlerinde dönemin kayseri valisinin de bulunduğu ‘’ve Muhsin Yazıcıoğlu bulundu,kaburgası kırık şimdi hastaneye getiriliyor’’haberini duyuran ve sonrasında yalan haber olduğu anlaşılan olayla ilgili yargılama sonucunda başta kayseri valisi olmak üzere emniyet ve jandarma yetkilileri hapis cezası aldılar 2021 yılında.BU cezalar onaylanması için yargıtaya gitti.Ama Yargıtay bu cezaları onaylamadı dosyayı üç sene bekletti hem dosya hem de cezalar 12 senelik zaman aşımı nedeniyle düştü.
Şimdi beş farklı dosyadan beş mahkeme devam ediyor.
Dosyanın ve mahkemenin tamamının zaman aşımı nedeniyle düştüğü ve kapatıldığı bilgisi yanlıştır.
Muhsin Yazıcıoğlu gibi devlet,millet,vatan,bayrak ve ezan sevdalısı bir yiğidin dosyasının bir bölümünün zaman aşımı nedeniyle düşürülmesi devletimizin ve devletimizi yönetenlerin ayıbıdır.
Değerli basın mensupları..
Kıbrıs Türk siyasi tarihinin önemli devlet adamlarından, Kıbrıs Türklüğünün yılmaz savunucusu ve Kuzey Kıbrıs Tükr Cumhuriyetinin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Rauf Denktaş beyin ölüm yıldönümü nedeniyle Kensine Allahtan rahmet,yakınlarına ve türk dünyasına başsağlığı diliyoruz.
Değerli Basın Mensupları,
Ülkemizde ve dünyada, üzücü olaylarla hatırlayacağımız bir yılı geride bıraktık.
İsrail’in Filistin’e 2023’ün Ekim ayında başlayan saldırıları, 2024 yılı boyunca devam etti.
Hala devam eden saldırılarda, çoğunluğu çocuk ve kadın, 50 binin üzerinde sivil katledildi.
Yüzbinlerce insan yaralandı, evlerinden, yurtlarından oldu.
Hiçbir insanın, bombalarla yıkılan şehirlerin altında can veren çocukların, kadınların feryadına duyarsız kalmaması gerekirdi.
Ancak söz konusu Müslümanlar olduğunda, gerçekleştirilen soykırıma, dünya devletlerinin, özellikle pek çok İslam Ülkelerinin ve kısmen ülkemizdeki birtakım çevrelerin duyarsız kalmaları, insanlık adına,üzücüdür.
Bu anlamda, Filistin’de sadece çocukların ve kadınların değil, insanlığın da öldüğüne şahit olduk.
Artık savaşlar nedeniyle,çocukların açlıktan,susuzluktan,yıkılan binaların altında kalarak.ellerini,ayaklarını kaybederek ölmediği,
Aksine neşeyle oyunlar oynayarak hayatlarını devam ettirdikleri ve hiçbir çocuğun gözyaşı dökmediği bir dünya temennisinde bulunuyoruz.
ADALET
Değerli Basın Mensupları,
2024 yılında, kadınlara ve çocuklara yönelik işlenen suçlar, özellikle Narin kızımıza ve Sıla bebeğe yapılanlar, yeni doğan çetesinin vahşeti, hepimiz için üzüntü ve utanç kaynağı oldu.
Ceza ve infaz sistemimiz, bu suçları önlemek için maalesef hala yeterli değil.
Cezaların yetersizliği,
suçluların işledikleri suçlara göre çok kısa sürelerde tahliye olmaları,
kamu vicdanını rahatsız ediyor, adalete güveni sarsıyor, yeni suçlara neden oluyor ve en önemlisi mülkün temeli olan adeletin tam manasıyla tecelli etmemesi nedeniyle mülk de sarsılıyor.
Acilen, ceza, yargılama ve infaz sistemimizi değiştirmek zorundayız.
“Kadınlara ve çocuklara yönelik suçlar”, “toplumda infial uyandıran vahşice işlenmiş cinayetler” ve “terör suçları” için, muhakkak, “idam” ve “tahliyesiz müebbet hapis” cezaları hukuk sistemimize girmelidir.
Milletimizin de beklentisi budur.
Bu konudaki mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz.**
EKONOMİ
Değerli Basın Mensupları,
2024 yılını, alt ve orta gelir gruplarımız, çok zor şartlarda geçirdiler.
Enflasyon ve hayat pahalılığı, en çok bu kesimleri etkiledi.
Ülkemizde, açıklanan asgari ücret ve bu rakamın altındaki emekli maaşlarıyla, herhangi bir vatandaşımızın hayatını idame ettirmesi mümkün değildir.
Bir Asgari ücretlinin eşi çalışmıyorsa ,çocukları varsa ve evleride kira ise bu ailenin 22.500 tl ile ay sonunu getirmesi imkansız.
Aynı şekilde emeklilerde sıkıntı içerisinde.Bir emekli maaşıyla,ev de kira ise emeklilerimiz 14.500 tl ile nasıl geçinsin.
Üstelik emeklilerimiz 2023 yılı temmuz ayında çok adaletsiz bir uygulama sonucu hak kaybına uğradılar.2023 temmuz maaş zammı en son aldığı maaşa değilde kök maaaşa yapıldı.Emeklilerimizin şu şartlarda en az 20 bin tl alması gerekiyor.
Ve bu dar gelirli vatandaşlarımızın belini büken kira artışları.enflasyonun yüzde 44 açıklandığı bir ortamda maliye bakanlığının kira artışlarını yüzde 60 olarak belirlemesi çok yanlış.
Bu nasıl bir hesaptır.Enflasyon yüzde 44 iken asgari ücretliye yüzde 30,emekliye yüzde 15 zam yapıyorsunuz,ama iş kira artışına gelince yüzde 60 kira artışına onay veriyorsun.
Maliye bakanına sesleniyoruz.Biz bu hesabın içinden çıkamadık.Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Siyasi partilere verilecek hazine yardımı.
Meclisteki beş siyasi partiye 2025 yılı için 5 milyar lira hazine yardımı yapılacak bu ayın 20 sinde..Seçim olursa bu miktar iki katına çıkıyor.
Anayasamızda seçim yardımı siyasi partilere hakça yapılır denilmesine rağmen beş siyasi parti bu parayı kendi aralarında paylaşıyorlar.
BU partiler devletten aldıkları hazine yardımıyla seçim çalışması yapıyor ama büyük birlik partisi 32 yıldır cebinden vere vere çalışma yapıyor.
Adalet bunun neresinde Allah aşkına.
Sizde hazine yardımı almaya hak kazansanız sizde ses çıkartmazsınız diyenler oluyor.
2001 yılında bbp ilk ve son defa bir milyon tl hazine yardımı almaya hak kazandı.Lakin Muhsin Yazıcıoğlu ‘’şehidinin çocuğuna burs veremeyen devletin paraları böyle çarçur etmesine ben razı değilim’’ dedi ve bu hazine yardımını dolaylı yollardan şehit ailelerine bağışladı.
BBP olarak hazine yardımının ya aldığı oy oranına göre tüm siyasi partilere dağıtılmasını ya da hiçbir partiye verilmeyip kaldırılmasını savunuyoruz.
SMA lı bebeklerin ilaç paralarının tamamını ödemeyen devletin,meclisteki beş siyasi partiye 5 milyar tl verecek olması vicdani değildir.
TERÖR
Değerli Basın Mensupları,
PKK terörü, 40 yılı aşkın süredir Türkiye'nin gündeminde, ağır maliyetlerle yer almaya devam ediyor.
Öncelikle herkes bilmelidir ki, ülkemizde Kürt sorunu” diye bir şey yoktur. Karşı karşıya olduğumuz şey “terör”dür ve bu isimlendirme bile Türkiye’ye ve Kürt kökenli vatandaşlarımıza haksızlıktır.
Değerli Basın Mensupları,
1999 yılında ülkemizin bağımsız mahkemeleri tarafından yargılanıp idam cezası ile cezalandırılan ve idam cezası dönemin koalisyon hükümeti tarafından uygulanmayan,dosyası başbakanlıkta bekletilen ,sonra 2002 yılında Avrupa uyum yasaları çerçevesinde idam cezasının kaldırılmasıyla birlikte ömür boyu hapis cezasına çarptırılan ve Hapiste geçen 26 yıla yaklaşan sürede, terörist başı Öcalan, ya terör örgütünün silah bırakmasını hiç istemedi ya da buna gücü yetmedi. Gerçek budur.
Değerli Basın Mensupları,
Her devlet gibi, terör ve şiddet karşısında tavizsiz olmalıyız.
Türkiye Cumhuriyeti’nin, 40 yıl mücadele ettiği terör örgütünden ya da elebaşından “uzlaşma talep etmesi, her şeyden ve herkesten çok, şehit ailelerimizin, gazilerimizin, terör mağdurlarının, terörle mücadeleyle görevli olanların ve terörün etkili olduğu bölgelerde yaşayan, devletlerine bağlı vatandaşlarımızın, devletimize güvenlerini ve ilişkilerini zedeleyecektir. Bunu geçmiş dönemlerde yaşanan benzer süreçlerde gördük.
Türkiye’ye düşman olan hemen herkesin geçmişte desteklediği ve halen desteklemeye devam ettiği PKK; Türkiye’nin terörle mücadeleyle ilgili yaptığı sayısız yanlışa rağmen can çekişiyor.
*
Değerli Basın Mensupları,
Geçmişte büyük bedeller ödeyerek tecrübe ettiğimiz “Çözüm Süreci” dahil olmak üzere, Büyük Birlik Partisi’nin kurulduğu 1993 yılından bugüne, teröre dair söylediklerimiz arasında hiçbir fark yok:
“PKK, istihbarat örgütlerinin kullandığı bir araçtır ve Türkiye’ye doğrudan namlu doğrultmaya cesareti olmayanların kullandığı hainler ve katiller topluluğudur.
Şunu asla unutmayalım; PKK kendisini var eden yabancı istihbarat örgütlerinden bağımsız olarak, kendi başına herhangi bir karar alamaz.”
“Mecliste temsilcisi bulunan siyasi partilerin neredeyse tamamının kapılarda karşıladığı,tokalaştığı,gülüştüğü DEM, bir siyasi parti olarak tanımlanamaz. DEM PKK nın siyasi kanadı,PKK ise küresel emperyalist güçlerin paçavrasıdır.Bu sebeple ve her ne sebeple olursa olsun imralı caniside,DEM lilerde muhatap alınamaz. Terörle müzakere olmaz ,mücadele olur.
Bunları muhatap almak yerine yapılması gereken, Gazi Meclisimizin bir an önce terör uzantılarından temizlenmesidir.
Milletin kürsüsünün, devletimizi, varlığımızı, birliğimizi yok etmek için kullanılmasının önüne geçilmelidir.
Terörle iltisaklı olduğu tespit edilen Dem partisi derhal kapatılmalıdır.Ve bir terör uzantılarının başka bir parti kurmasını engelleyecek yasalarla parti kurulmasının önüne geçilmelidir.
Terörden yıllarca hapis yatanlar çıkınca belediye başkanı oluyor,sözde vekil oluyor.Bizim yasalarımızda ki boşluktan yaralanıyorlar.
BU ÜLKEYİ MUHSİN YAZICIOĞLUNUN ARKADAŞLARI ALPERENLER YÖNETİYOR OLSAYDI PKK’YI SAVUNAN BİR PARTİ KURULAMAZDI,PKK BU ÜLKEDE VEKİL SEÇTİREMEZ ,BELEDİYE KAZANAMAZDI.
Bu süreç PKK ve siyasi partisine uzatılan ilk zeytin dalı değidir.Bebek katili öcalana tanınan ilk şans değidir.
1991 seçimlerinde Erdal İnönü liderliğinde ki SHP listesinden meclise giren DEP milletvekilleri mecliste siyaset yapacaklar ve silahlar suturulacaktı.
Lakin ne oldu.91 yılında meclise giren Leyla zana,Hatip dicle,Ahmet Türk,Orhan Doğan ,Sırrı Sakık’tan oluşan sözde milletvekilleri mecliste aldıkları talimat gereği kürtçe yemin ettiler.Sonrasında ise hapsi boyladılar.
Aynı şekilde 2013 yılında ki çözüm sürecinde de silahlar susacak,barış olacaktı.
2013 yılında iyi niyetle başlatılan süreci pkk ve partisi şehirlerimizi,sokaklarımızı hendekler kazarak işgal edip öz yönetim ilan ederek suiistimal ettiler.
Ve askerimiz polisimiz eşkıyaları şehirlerimizden atabilmek için 800 şehit verdi.
Unutmayalım geçmişte yaşanan “Çözüm Süreçlerinin ülkemize hiçbir faydası olmamıştır.
2013 yılında başlatılan çözüm sürecine de biz karşıydık.O sürecin çözüm süreci değil bölünme süreci olduğunu haykırdık.
.
O sürecin en büyük zararı ise kürt kardeşlerimizin nezdinde pkknın partisinin meşruiyet kazanması olmuştur.
Bu sürece kadar meclise bağımsız olarak zar zor meclise girebilen pkknın partisi bu süreçten sonra tek başına grup kuracak kadar çoğunluk elde etmiştir.
Devletin o süreçte sözde kürt sorununun çözümü için eşkıyaları ve partilerini muhatap alması ve vatansever kürt kardeşlerimizi DEM’in kucağına itmesi siyasal bölücülüğün de önünü açmıştır.
Şimdi geldiğimiz nokta itibariyle mecliste ‘’öcalan meclise gelsin,örğüte silah bıraktırsın ve umut hakkından yararlansın’’sözleriyle başlatılan bu yeni sürecin de Büyük Birlik Partililer olarak,Alperenler olarak yanında değiliz,bilakis tam karşısındayız…
Ve buradan DEVLET AKLINA sesleniyoruz.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğanın ve Sayın Devlet Bahçelinin Vatanseverliğinden şüphemiz yok,Lakin bitmiş olan pkk’nın elebaşı,bebek katili aponun her ne amaçla olursa olsun muhatap alınmasına karşıyız.
Sayın Erdoğanın ve Sayın Bahçelinin milliyetçiliğinden şüphemiz yok, Lakin PKK’nın meclisteki kravatlı temsilcilerinin kapılarda karşılanmasına karşıyız.
Sayın Erdoğanın ve sayın Bahçelinin devlet adamlığından şüphemiz yok,Lakin 40 bin şehidimizin ve şehit ailelerinin kalplerinin incitilmesine karşıyız.
Bu sebeple bu yol yol değildir.bu çıkmaz sokaktır.Derhal bu yanlıştan vazgeçin.Titreyin ve kendinize dönün..